Bugün Chelsea’nin kazandığı bu şampiyonlar ligi kupası
bana başlıkta yazdığım sözü söyletme fırsatı verdi. Uzun yıllardır sporu takip
eden birisi olarak, şunu belirtmek isterim ki özellikle final maçlarında güzel
futbol oynayan takımlar eğer kupayı alamazlarsa 10-15 sene sonra kimse onların
oynadığı güzel futbolu hatırlamaz. Mesela bugün ki şampiyonlar ligi finalinde
Bayern Münih’in oynadığı iyi ve atak futbolu kupayı müzesine Chelsea götürdüğü
için belli bir süre sonra “Bayern’de o finalde ne oynamıştı ya!!” şeklinde anılmayacak.
Onun yerine 2012 yılında şampiyonlar ligini "Chelsea" kazandı diye bilecek
herkes.
Aslında bu güzel futbol mantalitesi, 1995'de ki efsane Ajax'tan sonra, son yıllarda unutulmuş gibi dururken, bir anda Barcelona’nın oynadığı “Uzay Futbolu” ile tekrar gündeme geldi. Herkes Barcelona gibi oynayan, ayağa pas yapan, defansa kapanmayan, devamlı golü ve atağı düşünen bir futbol bekler oldu. Halbuki 2004 Avrupa Şampiyonasında Yunanistan’ın yaptığı, 2009 Şampiyonlar Ligi Yarı Finalinde Inter’in Barcelona’ya yaptığı ve bu sene Chelsea’nin yarı finaldeki Barcelona ve finaldeki Bayern maçlarında yaptığı "Catenaccio" dediğimiz italyan defansif anlayışla mücadele etmek ve onu başarıyla gerçekleştirmekte inanılmaz zor bir iştir. Tabi futbolu herşeyiyle tam olarak bilmeyen veya tuttuğu takıma karşı bu tarz bir defansif anlayış sergilendiğinde sinirlenen insanlar bunu kötü futbol olarak addederler. Bu anlayış kötü futbol veya futbolu çirkinleştiren bir anlayış olarak görülmemeli. Bu anlayış özellikle tek maç üzerinden oynanan final maçlarında rakibi durdurmaya yönelik ve oyunun hep kontrolde olmasını sağlayan bir anlayış olarak kabul edilebilir. Final maçları, sonunda kupa olan ve önem derecesi maksimum düzeyde olan maçlar olduğu için, pat diye bir anda saldıra saldıra oynayan, rakibi kapan, devamlı pas yapan, şut çeken bir takım çıkarmak her kulübün harcı olamaz.
Ayrıca burada
şunu da belirtmekte fayda var. Her futbol kulübü, genel itibariyle yıllardır
benimsediği bir anlayış ve kültürle ilerler. Barcelona, alt yapısı La Masia’dan
itibaren pasa dayalı, topu ayakta tutan ve futbol seyircisinin “Göze Hoş Gelen
Futbol” tabiriyle tanıttığı bir oyun oynarken, Chelsea yıllardır daha defansif
bir anlayışla, önceliği gol yememek olan, defansı arkada ve sağlam kuran, daha çok fiziğe dayalı ve
ilerde yetenekli gol ayaklarıyla gol arayan bir takımdı. Tabi bu futbol
kültürünün yanı sıra eldeki kadrolarda bir oyunu oynamak için çok önemli. Bugün
ki final maçında Bayern Münih çok daha zengin, atak futboluna yatkın Robben ve
Ribery gibi çok önemli iki ofansif güce sahip, yine ofansta inanılmaz işler
yapan Lahm gibi bir bek oyuncusuna sahipken, Chelsea daha çok defansif anlayışa
sahip Obi Mikel gibi bir ortasaha, hücum gücü yüksek olsa da yine de kanat
yardımları ve araya kaçabilecek bir forvet olmadan çok fazla etkili olamayan
Mata ve Lampard’a sahip durumdaydı.
Chelsea’de
uzun yıllar futbol oynamış ve bu kültürü bilen Roberto Di Matteo’da takımın kendisininde bildiği bu
kültürünü koruyarak başarılı olmasında çok büyük katkı sağladı.
Bu sezon
ki Şampiyonlar Liginden çıkarılması gereken en önemli şey bence güzel futbolun
özellikle final maçlarında hatırlanmayacağı, fakat kupayı alanın hiçbir zaman
unutulmayacağı olmalı. Futbolseverlerin pek umrunda olmasa da, kupayı almak
isteyen bir takım için futbol içinde olan her yol mübahtır ve Chelsea’de gayet
futbolun bir parçası olan Catenaccio ile bu kupayı terinin son damlasına kadar
hak ederek kazandı. Güzel futbol farz değil, sünnettir. Bir de şöyle bir söz vardır futbolda "Çok gol atmak ve atağı iyi yapmak maçı kazandırır, az gol yemek ve defansı iyi yapmak kupa kazandırır"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder