Bu Blogda Ara

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Bu Fener DE Adamı Kanser Eder



Geçen sezon ki “Futbolda Şike” olaylarından sonra bu olaydan en çok etkilenen şüphesiz olayın baş kahramanı olarak öngörülen Fenerbahçe’ydi. Geçtiğimiz sezonun başında, bir önceki sezonun oturmuş takımının üstüne Serdar, Emenike gibi oyuncuları alarak şampiyonlar ligine hazır hale gelmiş Fenerbahçe futbol takımı, daha sonra Şampiyonlar Liginden men edilmesi sebebiyle ekonomik sıkıntılar çekeceğini düşünerek Emenike, Niang, Lugano ve Andre Santos gibi kadrosunun iskeletini oluşturan çok önemli oyuncularını kaybetmişti.

Bu sezona artık davaları bitmiş ve mahkeme gölgesinde kalmadan, duruşmalara değil de maça gidebilecek olan taraftarlar artık takımlarından güzel transferler ve formanın hakkını veren bir performans bekliyordu. Transfer dönemine öncelikle Bilica ve Gökhan Ünal gibi artık bitmiş diyebileceğimiz oyuncularını yollayarak başlayan Fenerbahçe, Issiar Dia’yı da geçen sezonun son maçındaki derbi de kırmızı kart gördüğü için silen Aykut Kocaman’ın isteği üzerinde gönderdi. Okan Alkan’ı Salih Uçan transferi sırasında Bucaspor’a verdikten sonra, belki de son yılların en yeri doldurulması zor kaybını Emre Belözoğlu’nu Atletico Madrid’e göndererek yaptı.
Aldığı oyuncuların hepsi Aykut Hoca’nın verdiği listenin en üst sıralarında bulunurken, aslında 1 mevkiye o kadar acil transfer yapılması gerekirken yer yer askıya alarak ve oyuncuların bonservislerini çok bularak vazgeçti. Emre’nin yerini dolduracak çift yönlü ve kalitesi yüksek bir orta saha oyuncusu henüz takıma katılmadı ve şuan ne adı geçen bir isim ne de bir transfer girişimi mevcut. Sol bek eksiğini Hasan Ali Kaldırım’la tam olarak doldurmuş olan Fenerbahçe, defans eksiğini Yobo’nun bonservisini alarak tamamladı. Türk Stoper rotasyonu içinde Egemen’i bonservissiz alan Fenerbahçe, hücumcu kanat eksiğini son yıllarda en çok istediği oyuncu olan Krasic’i ve aynı zamanda forvette de değerlendirebileceği Kuyt gibi önemli bir profesyoneli alarak doldurdu.
Fakat hem hazırlık maçlarında, hem de Vaslui maçlarında takım o kadar isteksiz, ruhsuz ve temposuz bir görüntü verdi ki bu takıma kimi alırsan al, istek olmadığı sürece yine sonu böyle olacaktı. Oynadığı bütün maçlarda orta sahada ki eksiği, maçları izleyen herkes görüp ısrarla bastırırken, Aykut Hoca büyük bir sabırla bana göre transfere ihtiyaç yok yeterli bir kadromuz var ama araştırıyoruz gibi laflarla gelen soruları geçiştirdi.
            Bu sezon belki de Aykut Hoca’nın elinde son yılların en alternatifli kadrosu var fakat acilen kaliteli ve çift yönlü oynayabilecek bir orta saha alınmazsa bu kadro bu sezon büyük fiyaskolara imza atabilir. Özellikle Süper Kupa finalinde Galatasaray karşısında oynanan rezil futbol ve fazlaca yapılan bireysel hatalar taraftarın sabrını taşıracak nitelikteydi. Cristian-Mehmet Topal ikilisi orta saha da o kadar mücadele etmez ve basit bir görüntü verdi ki çoğu Anadolu takımı karşısında bu orta sahayı bulursa dağıtacak seviyeye getirebilir.
            Aykut Hoca, Bekir gibi düz bir defans oyuncusunu bu kadar hata yapmasına ve güven vermemesine rağmen tercih edeceğine Serdar Kesimal’e, Bekir’e verdiği şansları verip, onu hatalarıyla kabullenip güven aşılamaya çalışsa hem Türk futbolu hem de Fenerbahçe çok iyi seviyelere gelecek bir stoper kazanabilir. Süper Kupa finalinde şunu gördük ki Fenerbahçe orta sahası ve defansı baskı altında çok fazla pas hatası yapıyor ve ileride pozisyon üretmekte çok zorlanıyor. Orta saha da insiyatif alabilecek bir orta saha olmadığı için ve defansta ileri uca geriden oyun kurulabilecek bir stoper olmadığı için, Alex geriye kadar gelerek top alıp ileriye taşımak zorunda kalıyor ve bunun sonucunda hem takımın ofansif gücü iyice düşüyor hem de tempo yavaşladığı için maçlar çok zevksiz bir hal alıyor.
            Taraftarın beklediği rüya takım ve transferlerin belki de çok büyük bir çoğunluğu gerçekleşti fakat orta saha da ki eksikle birlikte bu ruhsuz futbol anlayışı olduğu sürece “Bu Fener de adamı kanser eder”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder